Ay: Ekim 2016
Mermercilerin gözü teşvikte!
Başbakan Binali Yıldırım tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan destek paketinde İlimizde önemli bir ekonomik faaliyet olan mermercilik desteklenecek sektörler arasında yer alamamıştı. Konuya ilişkin daha öncede çeşitli tepkiler geldi. Özellikle İlimiz iş dünyası mermer sektörünün de desteklenmesi için çalışmalara devam ediyor.
Konuya ilişkin görüştüğümüz Elazığ Mermerler ve Madenciler Dernek Başkanı ve Türkiye Mermer Doğal Taş Makineleri Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Seyran, Bölgenin imkânlarının geniş olduğunu, teşvik olursa hem mevcut yatırımcılar hem de yeni yatırımcılara imkân sağlayacak kapasitenin bulunduğunu ifade etti. “Memleketimizin mermer işletmeciliğinde Doğu illerinde ilk sırada ancak teşvik konusunda bekliyoruz” diye konuşan Seyran “Elazığ mermer sektörü yatırımı içerisinde gözükmüyor. Ancak mermerde istihdam sağlayan en önemli ildir Elazığ. Doğu bölgesine baktığımızda sadece Erzurum’daki işletmenin desteklendiğini görüyoruz. Elazığ vazgeçilmez lokomotif maden merkezi, mermerin bu şehir için olmazsa olmaz olduğunu yetkililere aktardık. Bu konuda Organize Sanayi Bölgesinde vekillerle konuştuk” diye konuştu.
‘ON BEŞ TANE FİRMA VAR, DESTEK YOK’
Elazığ’da organize ve organize bölgesi dışında on beş tane firmanın üretim yaptığını fakat destek konusunda sıkıntıları olduğunu aktaran Seyran, “Biz bu meseleyi dert edinirsek teşvik sağlamış oluruz. Yetkililer Adıyaman’daki toplantıda meseleye sıcak baktılar. Yaparız dediler. Verilen sözler tutulursa Elazığ bu işlerin tanıtımında başrol oynar. Yurt dışında bir sürü insan var. Bunun için memleketimize geliyor. Bu bölgenin imkânları geniş bu teşvik olursa hem mevcut yatırımcılar hem de yeni yatırımcılara imkân sağlayacak kapasitemiz var” diyerek yetkililerin bu konu üzerinde hassasiyetle durmalarını istedi.
SÖZDE DEĞİL ÖZDE MİLLİ OLALIM
Başbakan Binali Yıldırım’a Mermer sanayi ile ilgili soru önergesi veren CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Ülkemizde çok zengin bir doğal taş rezervi olmasına rağmen bundan neden yararlanılmadığı ve bu konuda bir çalışmaları olup olmadığını sordu.
Önergeyle ilgili olarak gazetemize açıklama yapan Akın şunları söyledi “Cumhurbaşkanı her yer de milli üretimden bahsediyor ama bu sadece lafta kalıyor. Mesela mermer sektöründe çok önemli bir zenginliğe sahibiz. Dünya doğal taş rezervinin % 40 bizim ülkemizde bulunuyor. Bu sektör de 250 bine yakın kişi çalışıyor ama biz yine de dışarıdan Granit ithal ediyoruz.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın Dünya doğal taş rezervinin %40’ına sahip ülkemizde bu sektör de 250 bin kişi istihdam edilmektedir. Buna rağmen sağlık açısından da sakıncaları olduğu bilinen Ülkemizde 650’ye varan renk ve dokuda mermer çeşidinin bulunduğu yine aynı verilerde yer almaktadır. Yine Türkiye doğal taş ve mermer üretiminde dünyada üçüncü, ihracatında ise beşinci sıradadır. Mermer sektörü bu yapısı ile 250.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Üstelik Granitin insan sağlığı üzerinde risk oluşturduğuna dair tartışmalar varken. O yüzden soruyorum. Ülkemizde gelişmiş bir mermer sektörü olmasına ve çok zengin yerli kaynaklarımızın bulunmasına rağmen kamuya ait yapılarda sağlıkla ilgili riskler taşıdığı da tartışılan ithal granit kullanılmasının nedeni nedir? Beştepe’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayında kullanılan mermerler hangi ülke ya da ülkelerden ithal edilmiştir? İthalatına ödenen miktarın toplamı nedir? Yerli mermerlerimiz burada neden kullanılmamıştır? İstanbul’da yapımı süren 3. Havalimanında ithal granit kullanıldığı ya da kullanılacağı iddiaları doğru mudur? Yapımı tamamlanan ya da sürmekte olan şehir hastanelerinde kullanılan mermerler ithalat yoluyla mı yoksa yerli kaynaklarımızdan mı temin edilmiştir? Buralarda da ithal granit kullanıldığı iddiaları doğru mudur?” dedi.
Hükümetin bu yöndeki politikalarını eleştiren Akın “Merak ediyorum kamu yapılarında kullanılacak mermerlerin yerli kaynaklarımızdan temin edilmesi yönünde hükümetin bir çalışması olacak mıdır? Siz hem kendi öz kaynaklarınızdan yararlanmayıp, daha kötüsünü dışarıdan ithal edeceksiniz hem de milli üretim diyeceksiniz. Bu tutarlı bir durum değil. O yüzden söylüyorum. Sözde değil, özde milli olalım” dedi.
Maden Mühendislerinin Kadro İsteği
Ülkemizin sessiz kamu personelleri arasında olan maden mühendisleri her ne kadar çok gündeme gelmeselerde aldıkları sorumluluk ile aslında hayatımızın önemli parçası durumdalar son yıllarda yaşanan maden kazaları ile haber bültenlerinde duyulan meslek maden mühendisliği aslında değer verilmesi gereken meslekler arasındadır.
Maden mühendisliği bölümünü bitirerek göreve hazır olan mühendis adayları hükümetin gereği kadar değer vermemesinden dert yanıyor.2 yıl için hükümetten 500 kişilik kadro talebinde bulunan mühendisler dünyanın aydınlanması için hergün yerin binlerce metre altına girerek yerine getirdikleri görevlerinin koşullarına rağmen yetkililerin hakettikleri değer vermediklerini belirtiyor.
Kamu’da maden mühendisi eksikliğine dikkat çeken mühendisler maden kazanlarının 1. sebebinin maden mühendislerinin görevinin başında olmadığı bunun sebebininde atamaların gerçekleşmemesinden kaynaklandığını açıklıyor.
Kamuajans.com
Dağda bedava altın arayan madenciler
Güney Amerika’da daha iyi yaşam özlemiyle insanlar And Dağları’nın zorlu koşullarında, kanunsuz topraklarda altın arıyor.
La Rinconada Peru’nun güneyinde And Dağlarının 5000 metre yükseğinde kurulmuş bir maden kasabası. Burası dünyanın en yüksek yerleşim yeri.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Erkekler diyarı
Zorlu yaşam ve çalışma koşullarından dolayı “erkekler diyarı” olarak bilinen bu kasaba, And Dağlarının farklı bölgelerinden altın aramaya gelen insanlarla dolu.
Dışarıdaki aşırı soğuk gibi, maden için kazılmış tünellerdeki ısı ve nem de dayanılmaz geliyor insana.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Şans peşinde
Yıllardır Peru’nun farklı bölgelerinden binlerce insan bu dağlara çıkıp şansını denemek istemiş. Bazıları 20 yıldır burada.
Her yıl bu madenlerden 100 ton altın çıkarılıyor. Altın fiyatının sürekli artması nedeniyle beş yılda kasabanın nüfusu iki katına çıkarak 50 bine ulaşmış.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Zorlu koşullar
Kasabada insanı rahatlatacak pek bir şey yok. Sokaklar, eriyen karla çamur içinde. Ne akarsu ne de kanalizasyon var. İnsanların su aldığı gölün suyu bile altını taşlardan arındırmak için kullanılan cıva nedeniyle kirlenmiş durumda.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Hastalık riski
Madenciler her sabah kasabayı madenlere bağlayan bir km’lik yolu yürüyor. Yol kenarı çöplerle dolu. Hijyen eksikliği ve hava koşulları nedeniyle solunum yolları enfeksiyonu ve ishale sık rastlanıyor.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Bedava çalışma sistemi
Madenciler bu bölgelerdeki yaygın çalışma sistemine uygun olarak 30 gün bedava maden sabine çalışıyor, bir-iki gün de kendisi için altın arıyor.
Çoğu zaman madenciler hiç altın bulamıyor. Bu ağır çalışma koşullarını kaldırıp ücretli sistemi getirmek için yapılan girişimler, maden işçilerinin itirazı nedeniyle sonuçsuz kaldı. Çünkü mevcut sistemde daha fazla para kazanma şansının yanı sıra madenden altın kaçırma fırsatı da çıkabiliyor.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Kanunsuz kasaba
Kasabada çok sayıda bar ve kulüpten başka para harcayacak fazla yer yok. Burada kanunların uygulanmasını sağlayacak herhangi bir güvenlik kurumu olmadığı için sarhoşlar arasında kavga ve yaralamalara sık rastlanıyor.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Kadın işi
Kasabadaki kadınlar ise madenden çıkarılan ve işe yaramadığı için bir kenara yığılan taşları yeniden gözden geçirip minik altın kalıntıları bulmaya çalışıyor.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Taş kırmak
Çoğu yalnız anne, madenci karısı ya da dul yaklaşık 700 kadın her gün saatlerce taş kırıyor. Kötü şans getireceklerine inanıldığı için kadınlar madene sokulmuyor.
Image copyrightSEBASTIAN CASTANEDA
Karda futbol
Bu kadar yüksekte çimen yetişmediği için madenciler halı sahalarda futbol oynuyor. Çevre koşulları oldukça zorlu buralarda. Gelenlerin çoğu yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve uykusuzluk gibi belirtileri olan irtifa hastalığına yakalanıyor.
Buradaki insanların kimi maden çökmesi gibi nedenlerle çabuk ölürken kimi de kötü yaşam ve çalışma koşulları yüzünden hastalanıp yavaş yavaş ölüyor. Buna rağmen erkekler buraya akmaya devam ediyor. Kimi ailelerini de getiriyor. Hepsinin ortak arzusu daha iyi bir yaşam.
-
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Travel sayfasında okuyabilirsiniz.