Günün Madencilik Yazısı

333MERMER OSB’Sİ NEDEN KURULMUYOR?

GEÇTİĞİMİZ yıllarda Madencilik Bakanlığı kurulacağına dair dedikodular dolaşıyordu. Ancak bir türlü bunun ile ilgili olarak bir adım gelmedi. Tabii bunun birde Torbalı’yı ilgilendiren kısmı var. Ayrıca Madencilik bakanlığı teklifi kabul edilirse ilk gündeme gelecek konu olarak Torbalı’da kurulması beklenen MARBLE OSB olarak dikkat çekiyor. Tamsa Seramik, Haz Abrasiv, İZKO, Apel, Yöntaş. Medmar, Safi, Sontaş, Roma, Çınar, Görsan, CeyCeyco, Efes, İzmer, CVK ve Enmersan gibi sektörün çok önemli firmalarının faaliyet gösterdiği Torbalı’da Kemalpaşa yolu üzerinde Mermer OSB’nin kurulması isteniyor. İzmir’deki mermer firmalarının yüzde 70’i Torbalı’da üretim yapıyor. Tüm bunlara rağmen bu adımın atılmadığını da belirtmek istiyorum. Peki bu kadar el verişli şartlar varken hala neden adım atılmıyor. Ben ilgili kurumların bununla ilgili olarak artık bir çalışma içerisine girmesini bekliyorum. Eğer böyle bir Organize Sanayi Bölgesi Torbalı’ya kazandırılırsa ilçe bugünkü değerini 2’ye katlatabilir.

YATIRIMLARI KAPTIRIYORUZ!

TORBALI büyüyen ekonomisi ve gelişen yaşam standartları ile birçok çevre ilçe ve ilden gelişmiş bir yapıya sahip. İlçenin en büyük ekonomik gelirleri ise tarım, sanayi ve inşaat sektörü olarak sıralanıyor. Torbalı’da gelişen sanayinin de etkisi ile yaşam standartları da artmış durumda. Her gün Türkiye’nin dört bir yanında hizmete hazırlanan ürünler Torbalı’da bulunan fabrikalarda üretiliyor. Özellikle dünya markalarının uğrak yeri olan Torbalı’da 700’ün üzerinde fabrika bulunuyor. Bu fabrikalar küçük ve büyük çaplı olmak üzere ayrılıyor. İlçeye neredeyse ayda bir yeni üretim noktaları açılıyor. Büyük firmalar ilçede üretim merkezleri kurmak için atılımlar yapıyor. İlçeye en önemli rakiplerden birisi olan Salihli Organize Sanayisi için yatırımlara büyük teşvikler veriliyor. Ancak Devlet Teşviklerinden İzmir bölgesinde işletme açan fabrikalar yararlanamıyor. Geçtiğimiz yıllar içerisinde ise Torbalı’ya büyük bir yatırım yapmak isteyen Sabancı Holding teşvik alamadıkları için vazgeçmişti. İlçede 2 organize sanayi bölgesi bulunuyor. Bunun yanı sıra organize olmayan bölgelerde 600’e yakın fabrika hizmet göstermekte. Böylesine sanayi üssü hale gelen ilçeye Sabancı Holding’in yatırımının gelmemesinin en büyük sebebi ise teşvik alamamak.Teşvikler Orta Anadolu’da ise tavan yapmış durumda. Hal böyle olunca yeni yatırımlar bölgeden kaçıyor.

DEPREMDEN KORKMALIYIZ…

GEÇTİĞİMİZ haftalar içerisinde birçok depremi hissettik. Her depremde büyük korku yaşıyoruz. Sebebi ise 1928’deki büyük deprem. Çaybaşı merkezli bu deprem ilçede büyük bir yıkıma sebep olmuştu. Torbalı korkularında haklı çünkü görüştüğüm jeoloji uzmanları çok ilginç detaylardan bahsediyor. Kısaca durumu anlatmak gerekirse eğer şunları söyleyebilirim. Torbalı’da meydana gelen artçı depremler bu bölgenin deprem konusunda ne kadar aktif bir bölge olduğunu gösteriyor. İlçemizdeki fay hatlarında irili ufaklılar hariç en son 1928 yılında çok büyük deprem oluşturmuştu. Ondan dolayı yaşadığımız bu bölge aktif fayların olduğu bir bölge. Bir büyük depremin tekrar aynı yerde yenilenme periyodu tahmini olarak 100 yıldır. Ama depremin ne zaman ve nerde olacağı konusunda bir kesinlik yoktur. Yapılan yorumların hepsi tahminidir. Son dönemde İzmir için büyük bir deprem olabileceği söyleniyor. Ancak tüm bunların anlamı deprem olacak değildir. Geçmişinde depremin yarattığı acılara sık sık tanık olan İzmir’in yeni bir deprem yaratma potansiyeli olan kaç adet diri fayı var? MTA’nın İzmir merkezli ve 50 kilometre yarıçaplı araştırması bu konuya ışık tutuyor. MTA’nın araştırmasında son yüzyılda deprem üretmiş faylar arasında Torbalı’nın da üzerinde olduğu Dalkızılca hattına özellikle dikkat çekiliyor. ilçenin sadece kerpiç evlerin bulunduğu o dönemde bile ağır hasara neden olmuş bir depremin günümüzde tekrarlanmasının ilçede tamiri zor olan hasarlara yol açacağına kesin gözüyle bakılıyor. Uzmanlar 87 yıldır sessiz olan Dağkızılca fayının yeniden harekete geçmesinden endişe ediyor.

Mermercilerin gözü teşvikte!

mermer_ve_madencilik_yeni_tesvik_programina_dahil_edilsin_22d31285e8c19a0f304dBaşbakan Binali Yıldırım tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan destek paketinde İlimizde önemli bir ekonomik faaliyet olan mermercilik desteklenecek sektörler arasında yer alamamıştı. Konuya ilişkin daha öncede çeşitli tepkiler geldi. Özellikle İlimiz iş dünyası mermer sektörünün de desteklenmesi için çalışmalara devam ediyor.

Konuya ilişkin görüştüğümüz Elazığ Mermerler ve Madenciler Dernek Başkanı ve Türkiye Mermer Doğal Taş Makineleri Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Seyran, Bölgenin imkânlarının geniş olduğunu, teşvik olursa hem mevcut yatırımcılar hem de yeni yatırımcılara imkân sağlayacak kapasitenin bulunduğunu ifade etti. “Memleketimizin mermer işletmeciliğinde Doğu illerinde ilk sırada ancak teşvik konusunda bekliyoruz” diye konuşan Seyran “Elazığ mermer sektörü yatırımı içerisinde gözükmüyor. Ancak mermerde istihdam sağlayan en önemli ildir Elazığ. Doğu bölgesine baktığımızda sadece Erzurum’daki işletmenin desteklendiğini görüyoruz. Elazığ vazgeçilmez lokomotif maden merkezi, mermerin bu şehir için olmazsa olmaz olduğunu yetkililere aktardık. Bu konuda Organize Sanayi Bölgesinde vekillerle konuştuk” diye konuştu.

‘ON BEŞ TANE FİRMA VAR, DESTEK YOK’

Elazığ’da organize ve organize bölgesi dışında on beş tane firmanın üretim yaptığını fakat destek konusunda sıkıntıları olduğunu aktaran Seyran, “Biz bu meseleyi dert edinirsek teşvik sağlamış oluruz. Yetkililer Adıyaman’daki toplantıda meseleye sıcak baktılar. Yaparız dediler. Verilen sözler tutulursa Elazığ bu işlerin tanıtımında başrol oynar. Yurt dışında bir sürü insan var.  Bunun için memleketimize geliyor. Bu bölgenin imkânları geniş bu teşvik olursa hem mevcut yatırımcılar hem de yeni yatırımcılara imkân sağlayacak kapasitemiz var” diyerek yetkililerin bu konu üzerinde hassasiyetle durmalarını istedi.

SÖZDE DEĞİL ÖZDE MİLLİ OLALIM

timthumb-phpBaşbakan Binali Yıldırım’a Mermer sanayi ile ilgili soru önergesi veren CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Ülkemizde çok zengin bir doğal taş rezervi olmasına rağmen bundan neden yararlanılmadığı ve bu konuda bir çalışmaları olup olmadığını sordu.
Önergeyle ilgili olarak gazetemize açıklama yapan Akın şunları söyledi “Cumhurbaşkanı her yer de milli üretimden bahsediyor ama bu sadece lafta kalıyor. Mesela mermer sektöründe çok önemli bir zenginliğe sahibiz. Dünya doğal taş rezervinin % 40 bizim ülkemizde bulunuyor. Bu sektör de 250 bine yakın kişi çalışıyor ama biz yine de dışarıdan Granit ithal ediyoruz.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın Dünya doğal taş rezervinin %40’ına sahip ülkemizde bu sektör de 250 bin kişi istihdam edilmektedir. Buna rağmen sağlık açısından da sakıncaları olduğu bilinen Ülkemizde 650’ye varan renk ve dokuda mermer çeşidinin bulunduğu yine aynı verilerde yer almaktadır. Yine Türkiye doğal taş ve mermer üretiminde dünyada üçüncü, ihracatında ise beşinci sıradadır. Mermer sektörü bu yapısı ile 250.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Üstelik Granitin insan sağlığı üzerinde risk oluşturduğuna dair tartışmalar varken. O yüzden soruyorum. Ülkemizde gelişmiş bir mermer sektörü olmasına ve çok zengin yerli kaynaklarımızın bulunmasına rağmen kamuya ait yapılarda sağlıkla ilgili riskler taşıdığı da tartışılan ithal granit kullanılmasının nedeni nedir? Beştepe’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayında kullanılan mermerler hangi ülke ya da ülkelerden ithal edilmiştir? İthalatına ödenen miktarın toplamı nedir? Yerli mermerlerimiz burada neden kullanılmamıştır? İstanbul’da yapımı süren 3. Havalimanında ithal granit kullanıldığı ya da kullanılacağı iddiaları doğru mudur? Yapımı tamamlanan ya da sürmekte olan şehir hastanelerinde kullanılan mermerler ithalat yoluyla mı yoksa yerli kaynaklarımızdan mı temin edilmiştir? Buralarda da ithal granit kullanıldığı iddiaları doğru mudur?” dedi.
Hükümetin bu yöndeki politikalarını eleştiren Akın “Merak ediyorum kamu yapılarında kullanılacak mermerlerin yerli kaynaklarımızdan temin edilmesi yönünde hükümetin bir çalışması olacak mıdır? Siz hem kendi öz kaynaklarınızdan yararlanmayıp, daha kötüsünü dışarıdan ithal edeceksiniz hem de milli üretim diyeceksiniz. Bu tutarlı bir durum değil. O yüzden söylüyorum. Sözde değil, özde milli olalım” dedi.

Maden Mühendislerinin Kadro İsteği

maden_muhendislerinin_kadro_istegi_h503062_e8be0Ülkemizin sessiz kamu personelleri arasında olan maden mühendisleri her ne kadar çok gündeme gelmeselerde aldıkları sorumluluk ile aslında hayatımızın önemli parçası durumdalar son yıllarda yaşanan maden kazaları ile haber bültenlerinde duyulan meslek maden mühendisliği aslında değer verilmesi gereken meslekler arasındadır.

Maden mühendisliği bölümünü bitirerek göreve hazır olan mühendis adayları hükümetin gereği kadar değer vermemesinden dert yanıyor.2 yıl için hükümetten 500 kişilik kadro talebinde bulunan mühendisler dünyanın aydınlanması için hergün yerin binlerce metre altına girerek yerine getirdikleri görevlerinin koşullarına rağmen yetkililerin hakettikleri değer vermediklerini belirtiyor.

Kamu’da maden mühendisi eksikliğine dikkat çeken mühendisler maden kazanlarının 1. sebebinin maden mühendislerinin görevinin başında olmadığı bunun sebebininde atamaların gerçekleşmemesinden kaynaklandığını açıklıyor.

Kamuajans.com

Dağda bedava altın arayan madenciler

_91541977_p049v417-1Güney Amerika’da daha iyi yaşam özlemiyle insanlar And Dağları’nın zorlu koşullarında, kanunsuz topraklarda altın arıyor.

La Rinconada Peru’nun güneyinde And Dağlarının 5000 metre yükseğinde kurulmuş bir maden kasabası. Burası dünyanın en yüksek yerleşim yeri.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Erkekler diyarı

Zorlu yaşam ve çalışma koşullarından dolayı “erkekler diyarı” olarak bilinen bu kasaba, And Dağlarının farklı bölgelerinden altın aramaya gelen insanlarla dolu.

Dışarıdaki aşırı soğuk gibi, maden için kazılmış tünellerdeki ısı ve nem de dayanılmaz geliyor insana.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Şans peşinde

Yıllardır Peru’nun farklı bölgelerinden binlerce insan bu dağlara çıkıp şansını denemek istemiş. Bazıları 20 yıldır burada.

Her yıl bu madenlerden 100 ton altın çıkarılıyor. Altın fiyatının sürekli artması nedeniyle beş yılda kasabanın nüfusu iki katına çıkarak 50 bine ulaşmış.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Zorlu koşullar

Kasabada insanı rahatlatacak pek bir şey yok. Sokaklar, eriyen karla çamur içinde. Ne akarsu ne de kanalizasyon var. İnsanların su aldığı gölün suyu bile altını taşlardan arındırmak için kullanılan cıva nedeniyle kirlenmiş durumda.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Hastalık riski

Madenciler her sabah kasabayı madenlere bağlayan bir km’lik yolu yürüyor. Yol kenarı çöplerle dolu. Hijyen eksikliği ve hava koşulları nedeniyle solunum yolları enfeksiyonu ve ishale sık rastlanıyor.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Bedava çalışma sistemi

Madenciler bu bölgelerdeki yaygın çalışma sistemine uygun olarak 30 gün bedava maden sabine çalışıyor, bir-iki gün de kendisi için altın arıyor.

Çoğu zaman madenciler hiç altın bulamıyor. Bu ağır çalışma koşullarını kaldırıp ücretli sistemi getirmek için yapılan girişimler, maden işçilerinin itirazı nedeniyle sonuçsuz kaldı. Çünkü mevcut sistemde daha fazla para kazanma şansının yanı sıra madenden altın kaçırma fırsatı da çıkabiliyor.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Kanunsuz kasaba

Kasabada çok sayıda bar ve kulüpten başka para harcayacak fazla yer yok. Burada kanunların uygulanmasını sağlayacak herhangi bir güvenlik kurumu olmadığı için sarhoşlar arasında kavga ve yaralamalara sık rastlanıyor.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Kadın işi

Kasabadaki kadınlar ise madenden çıkarılan ve işe yaramadığı için bir kenara yığılan taşları yeniden gözden geçirip minik altın kalıntıları bulmaya çalışıyor.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Taş kırmak

Çoğu yalnız anne, madenci karısı ya da dul yaklaşık 700 kadın her gün saatlerce taş kırıyor. Kötü şans getireceklerine inanıldığı için kadınlar madene sokulmuyor.

La RinconadaImage copyrightSEBASTIAN CASTANEDA

Karda futbol

Bu kadar yüksekte çimen yetişmediği için madenciler halı sahalarda futbol oynuyor. Çevre koşulları oldukça zorlu buralarda. Gelenlerin çoğu yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve uykusuzluk gibi belirtileri olan irtifa hastalığına yakalanıyor.

Buradaki insanların kimi maden çökmesi gibi nedenlerle çabuk ölürken kimi de kötü yaşam ve çalışma koşulları yüzünden hastalanıp yavaş yavaş ölüyor. Buna rağmen erkekler buraya akmaya devam ediyor. Kimi ailelerini de getiriyor. Hepsinin ortak arzusu daha iyi bir yaşam.